HoÅŸgeldiniz
İnsan davranışlarına duyduÄŸum merak, daha çocukken baÅŸladı. Ailem ve çevrem bu sorgulayıcı hâlimi yargılamak yerine destekledi; ben de bu soruların peÅŸinden giderek psikolojiyle tanıştım. Zamanla anladım ki psikoloji sadece bireyi deÄŸil, bireyin hikâyesini, iliÅŸkilerini ve baÄŸlamını anlamaya çalışır. Bu yaklaşım, yıllar içinde ÅŸekillenen mesleki yolculuÄŸumun pusulası oldu.
ODTÜ gibi Türkiye'nin en seçkin üniversitelerinden birinde aldığım saÄŸlam akademik eÄŸitimin ardından, çocuklarla çalışmaya yöneldim. Onların dünyasına duyduÄŸum hayranlık, beni kullanıcı deneyimi (UX) araÅŸtırmalarına taşıdı. Psikolojiyi eÄŸitim teknolojileriyle buluÅŸturduÄŸum bu alanda, özel gereksinimli çocuklara yönelik bir mobil uygulama geliÅŸtirilmesine katkı saÄŸladım. Burada hedefim sadece teknoloji üretmek deÄŸil, dijital dünyanın çocuklar için gerçekten destekleyici, anlamlı ve eriÅŸilebilir olmasını saÄŸlamaktı. ​
2020 yılından bu yana Barselona’da yaşıyor ve çok kültürlü bir baÄŸlamda terapi hizmeti veriyorum. Türkçe, İngilizce ve İspanyolca dillerinde çalışıyor; çocuklar, ergenler, aileler ve genç yetiÅŸkinlerle bir araya geliyorum. Aynı zamanda startuplarla iÅŸ birlikleri yürütüyor, menstrual döngü farkındalığından iliÅŸki saÄŸlığına kadar pek çok konuda seminerler veriyorum. ​
Terapötik yaklaşım olarak en çok anlatı (narrative) terapi ve sistemik terapiyle yakın hissediyorum. Çünkü bugüne dek hem terapi odasında hem sahada ÅŸunu gördüm: İnsanlar yalnızca yaÅŸadıklarının deÄŸil, yaÅŸadıklarını nasıl anlattıklarının da ağırlığını taşıyor. Bir kiÅŸinin kendisini nasıl tanımladığı, bu anlatının kimler tarafından duyulduÄŸu ve iliÅŸki kurduÄŸu çevreyle nasıl etkileÅŸimde olduÄŸu, iyileÅŸmenin en temel belirleyicilerinden biri. İşte bu yüzden, kiÅŸinin kendi hikâyesine yeniden bakabilmesine alan açan, onu yalnızca birey olarak deÄŸil, baÄŸlamı içinde ele alan bu iki yaklaşım, hem düÅŸünce biçimime hem de çalışma tarzıma en çok uyan yöntemler oldu. ​
İş dışında bitkiler, kitaplar ve seyahat en büyük ilham kaynaklarım. Her yeni deneyim, empati gücümü ve bakış açımı biraz daha geniÅŸletiyor. “You got this, girl!” yani “Yaparsın kızım sen!” cümlesi, zor anlarda kendime sıkça hatırlattığım bir motto. Hayatın akışına güvenmeyi, sorulara açık kalmayı ve her adımda biraz daha derinleÅŸmeyi seçiyorum.